AK Parti Ortahisar Belediye Başkan Adayı Ergin Aydın kimdir? Nereli, ne iş yapıyor?
1 Mart 2024Kadınların İş Hayatındaki Önemi: Topluma Katkıları ve Eşitlik Mücadelesi
9 Mayıs 2024Günümüzde işçilerin siyasi hayata katılımı, demokrasinin sağlıklı işleyişi için hayati bir öneme sahiptir. Çünkü İşçiler, toplumun önemli bir kesimini oluştururlar ve ekonomik sistemin temel taşlarıdır. Dolayısıyla da siyasi süreçlere katılımları, sadece kendi haklarını ve çıkarlarını korumak için değil, aynı zamanda toplumsal adaletin ve eşitliğin sağlanması için de kritik bir rol oynamaktadır. Peki işçilerin siyasete atılımları desteklenmekte midir? Gelin şimdi bu hassas teraziyi birlikte ele alalım…
“TUİK 15 Milyon İşçi Var Diyor”
Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 14 milyon 620 bin 763 kişi iken, 2024 yılı Ocak ayında 15 milyon 22 bin 900 kişi oldu. Ülke nüfusumuzun 85 milyon 279 bin 553 olduğunu düşünürsek 15 Milyon azımsanacak bir sayı değildir. Şimdi şu soruyu soralım: 15 milyon 22 bin 900’lık kesimin temsiliyetinde durumlar nasıl? Ya da soruyu şu şekilde revize edelim.
Ülkenin ekonomik ve istihdam koşulları hakkında işçilere kendilerini temsil etme imkanı veriliyor mu? İş hayatı buna hazır mı? İşverenler bu konuda ne düşünüyor?
Kaç kişi, işçilerin siyasi arenada aktif bir rol üstlenmesinin, demokratik değerlerin güçlenmesine ve toplumsal dengenin korunmasına katkı sağlayacağını biliyor?
Bu sorulara yanıt verecek olan birçok plaza sakini; iş hayatında siyaset olmaz diyecektir. Belki de aramızda bu düşüncemi destekleyecek gerçek seküler insanlar bulunacaktır. Ama genel kanım, büyük bir çoğunluğun beni desteklemeyeceğidir.
Peki Neden?
Öncelikle işverenler ya da yönetici pozisyonunda bulunan bazı kişiler; işçilerin siyasi bilinçlenmesini ve örgütlenmesini tehlikeli veya işyeri içi huzuru bozucu olarak algılayabilirler.
Diğer bir neden ise işverenlerin kendi çıkarlarını koruma düşüncesidir. İşverenler, genellikle ekonomik ve politik gücün büyük bir kısmını ellerinde bulundururlar ve bu gücü korumak için işçilerin siyasi gücünü sınırlamaya çalışabilirler. Bu durumda da bazı işverenler işçi hareketlerini zayıflatmak ve etkisiz hale getirmek için farklı taktikler kullanabilmektedir. Kimi zaman “Senin orada ne işin var?” diyerek aşağılama cürretinde dahi bulunabilirler.
Buna şu şekilde yanıt vermek isterim: Bir işçinin hayatına dokunmak için onu anlamak gerekir. Bunun için de işçiye işçi gözüyle bakan yönetici ve siyasetçi adaylarını desteklemek gerekmektedir.
Hem İşçi Hem Siyasetçi
Peki bu kapitalist sistemde bu mümkün mü? Tabii ki de HAYIR! Ama bir şekilde bunu mümkün kılmalı ve işçi kesimde; siyasete ilgisi bulunan, sorunlara mantıklı çözümler üreten kişilerin desteklenmesi için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Çünkü 15 milyon 22 bin 900 kişinin derdini en iyi 15 milyon 22 bin 900 arasında yer alanlar anlar!
15 milyon 22 bin 900 size göre bir sayı olabilir. Ancak 15 milyon 22 bin 900 İNSAN, işçi olarak ekmek yiyor bu memlekette!
Ben inanıyorum bir gün evet bir gün işverenler, işçilerin siyasi katılımını teşvik edecek ve destek göstereceklerdir. Öyle ki bu daha adil ve kapsayıcı bir toplumun inşası için önemli bir adım olacaktır.
Ben KİM MİYİM? Affedersiniz kendimi tanıtmayı unuttum.
Ben İŞÇİYİM!