AK Parti Ortahisar Belediye Başkan Adayı Ergin Aydın kimdir? Nereli, ne iş yapıyor?
1 Mart 202428 Şubat: Postmodern Zulmün Yıldönümü
Dün, 28 Şubat’tı. Türkiye’nin kara tarihinin sayfalarına kazınmış, demokrasiye ve insan haklarına kasteden bir postmodern darbenin yıldönümüydü. 1997 yılında, “irtica” bahanesiyle, Milli Güvenlik Kurulu’nda alınan kararlarla başlayan bu süreç, Türkiye’yi karanlığa sürükledi. Peki 28 Şubatta neler yaşandı?
28 Şubat neyi ifade ediyor?
Türkiye tarihinde, 28 şubat darbesi tarihi karanlık bir dönemin başlangıcı olarak kaydedilmiştir. Bu tarih, Türkiye’nin demokratik sürecine büyük zararlar veren ve insan hakları ile temel özgürlükleri ciddi şekilde ihlal eden birpostmodern darbenin yıldönümüdür. Bu darbe, sadece siyasi arenada değil, aynı zamanda insan hakları, eğitim hakkı ve inanç hakkı gibi temel haklar üzerinde de derin izler bırakmıştır.
28 Şubatta Neler Oldu?
Türk Silahlı Kuvvetleri, Necmettin Erbakan hükümetinin, laiklik ilkesine aykırı faaliyetlerde bulunduğunu iddia ederek bir muhtıra yayınladı. Bu muhtıra sonucunda demokrasiye aykırı olan baskılar sonucunda ne yazık ki hükümet istifa etmek zorunda bırakıldı.
Postmodern darbe ne anlama gelmektedir?
28 Şubat Darbesi, geleneksel bir askeri müdahale olarak değil de “postmodern darbe” olarak adlandırılmıştır. Askeri birlikler sokaklara çıkmamış, hükümeti zorla devirmemişlerdir. Bunun yerine, yüksek askeri yetkililerin muhtıra ve siyasi baskılarıyla Erbakan hükümeti istifa etmek zorunda kalmıştır. Bu da postmodern darbe olarak adlandırılmasına neden olmuştur.
28 Şubat’ın Önemli Olayları
Başörtülü öğrenciler okullardan ve kamusal alanlardan dışlandı.
- Imam hatip liseleri kapatıldı.
- Katsayı uygulamasıyla milyonlarca öğrencinin geleceği karartıldı.
- Refah Partisi kapatıldı ve Necmettin Erbakan başbakanlıktan indirildi.
- Demokratik yollarla seçilmiş bir hükümet, ordu ve bürokrasi tarafından istifaya zorlandı.
28 Şubat Türkiye’nin demokrasisine gölge düşüren, insan haklarını ve temel özgürlükleri zedeleyen bir utanç günüdür. Bu dönem yaşananlar; Türkiye’yi karanlık bir döneme sürüklemiş ve toplumu derinden sarsmıştır. Bu yüzden demokrasinin, insan haklarının önemini her zaman aklımızda tutmalı ve bu tür trajedilerin tekrarlanmaması için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Unutmayalım ki geleceğe dair umutlarımızı canlı tutmak ve daha demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti için mücadele etmek hepimizin görevidir.